"Yorum" Yazmada, Seviyesizlik ve Cahillik!

Hacı Murat Ellek
hacimuratellek@hotmail.com

Herkesin bildiği, darb-ı misal haline gelmiş olan bir mesele vardır ki; "Şayet, size bir problemle gelen varsa, bu problemin yanın da, bir de çözümle gelmiyorsa, o problemi getiren şahısta, problemin bir parçasıdır.” Yani kendiside problemlidir.

Geçenki, yazımın ses getirmesi ve bir o kadar da beğenilmemesinden normal bir şey yoktur. Bazıları yazılarımı beğenir bazıları da beğenmez. Ama sen, ortaya bir şey koymadan kalk, soru sor, eyvallah. Tamam. Cevaplarız, ama beğenmediğin tarafı da sayar dökersin, ama yanında da şöyle yapmalısın diye alternatif bir fikir verirsin, şayet bizimki yanlış ise, sizleri dinleriz.

Gerçekte bu sanırım, yani böyle olması gereken. Sadece, aptalca ya da hakaret içeren bir yorumla, hiç bir fikir ifade edemeyen, kendi yazdığı "yorumda” dahi tezatlar içeren, bir yorumla akıl vermeye çalışan, okuduğunu zanneden, bu zırcahil, içten içe bizlere hakaret etmektedir. Varsa soruların, sor cevap almaz isen, ondan sonra konuş ve kendinde ortaya bir şey koy. Hiçbir şey söylemeden, başkalarının eserleri üzerinden tabir caiz ise "ötmek”kolaydır.

Yazımın başlığı; "Ellekli gençler, evet korkmuşlar ve sindirilmişlerdir.” Bu fikrimi şu an dahi tekrarlıyorum. Yürek ister kalkıp da, etrafındaki olumsuzluklara karşı çıkmak için… Sus pus olmuşlar, sadece arkadan konuşmayı öğrenmişler… Ayrıca yazının içeriği, klişe olmuş yazılardanmış, mış…mış.. İnsanlık hale devam ediyor, gençler uçurumun eşiğine gelmiş, Allah kitap tanımaz olmuş, anne ve babaları da sadece çocuğunun getireceği para olsunda, ister barda, ister Antalya da çalışsın hiç önemli değildir. Namaz kılmış, oruç tutmuş umurunda dahi değildir. Hatt-ı zatında onu ilgilendiren aptest ya da namaz değil ki, sadece midesi ve kıçını korumaktır…

Belediye istediği gibi hareket edebilir, Ellek kasabasına, kaç tane başkan gelmiş, geçmiş hiç önemli değil, iş yapmış ya da yapmamış bu da önemli değil, önemli olan, seçimlerde el avuç oguşturarak aldığı para… Yerse, Ellek’de birsürü yapılmamış hizmetler var, hadi sıkıyorsa konuşsana bir… Mademki, korkmuyorsun, ya da sindirilmemişin..Hadi! Durma!.. Gönder bana bende buradan yayınlayacağım, şayet bot yalayıcı değilsen…

Yazımın başlığı dikkat çekmek içinmiş, öyle diyor, günde üç-beş kitap okuyan yorumcum… Ne dikkati be adam! Ben yazmamak için çalışıyorum, sen dikkatten bahsediyorsun. Dikkati bırak benim şu söylediklerimi söyleyecek, cesaret edecek adam ister… Herkes, sindirilmiş Ellek’te sen hala bunu görmüyorsan, büyük numaralı bir gözlük al kendine..Sindirilmenin yanı başında, ayrıca, ellerindeki üç beş kuruş ya da rahatını kaybetmemek içinde, korkaklık hastalığına bürünmüş..

İlgi çekecek şeyler yazmamı istiyor, ayrıca "yorumcum”… Ben magazin yazıları yazmıyorum ki, başkalarının ilgisini çekeyim, ayrıca, ilmi yazarsam bu sefer sende anlayamazsın beni ve yorum yazamazsın, karşımda bir sosyal Ellek kitlesi var. Sen önce bu halkı tanımalısın.

Okumayan bir kitleden bahsediyorum sana… Futbolcuların ve artistlerin adlarını, peygamberinden daha iyi bilen, ömrü hayatında tek elin parmak sayısı adedince dahi kitap okumamış, kişilerden bahsediyorum. İlmi seviyede konuştuğum zaman, ellerinde sözlükle gezmeleri lazım olur diye, seviyenize inmeye çalışıyoruz, bizleri anlayışla karşılayın, lütfen!…

Sonuç olarak, daha ekleyeceğim bir sürü şeyler var ama, köşenin sınırı bitti.. Bu nedenle bir sonraki yazımızda yer yer bu konularda sizleri aydınlatmaya çalışacağım…(inşallah). Faydalı bir şeyler yapmak isteyen varsa, Ellek Kasabamız için… Ellerinizdeki yazılarınızı ya da haberlerinizi gönderin, şayet korkuyorsanız, adınızı vermeyeceğiz…