Son Dakika
- Nurettin Mart'tan Belediye Başkanına Çağrı
- Kış Kapıda; Yalnız Bırakma
- Ellek Millet Bahçesi Otağı Ziyaretçilerini Bekliyor
- Ellek Belediye Başkanı Abbas Yeşildemir, hizmetlerine ara vermeden devam ediyor
- Osmaniye valisi Dr. Erdinç Yılmaz, Mahalle Muhtarları ile bir araya geldi
- Düziçi Belediye Başkanından Karne Şenliği
- Düziçi Kaymakamı Turgay İlhan, Düziçi ilçesine bağlı Köylere ziyarette bulundu
- Namaz ve Kerahat vakitleri
- Düziçi Belediyesi eski köprüyü yeniledi
Bulundugunuz sayfa: Ana Sayfa › Haberler
Yılbaşı ve Noel Kutlamanın Ayet ve Hadislerle Günahı
İslam alimleri Şiarı küfür olan yani kafir milletlerin alameti olan hususlarda onlara benzeyen Müslümanın büyük günah işlemiş olduğunda ittifak etmişlerdir.Kafir olup olmayacağı konusunda ihtilaf etmişlerdir.Çoğunluk alimler ise, küfrüne hükmetmiş,bazıları ise,eğer tasdiki kalp (imanı tasdiki )mevcut ise kafir olmaz fasık (günahkar)olur buyurmuşlardır.
Gayri müslimleri noel vb. dini ya da özel günlerinde kutlamak fıkıh kitaplarında net olarak yer alan hüküm, gayri müslimlerin bayramlarında, o günlere "tazim maksadıyla” yapılan işlerin (hediye verme-alma, tebrik etme vs.) küfür olduğudur.[1]
İmam-ı Rabbanî hazretleri de bu meyanda şöyle demektedir: "Hinduların bayram günlerine ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve bu günleri, Müslüman bayramı zannediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi, süslüyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir”. (Mektubat- Rabbani 3/41)
İbni Kayyim el-Cevziyye ise kafirlere mahsus bayramları tebrik etmenin küfür olarak görülmese bile kesin olarak haram olduğunu söyler: "Ehl-i küfre has ritüelleri kutlamak ittikla haramdır. Örneğin bayram ve oruç günleride müslüman bir kişinin "kutlu olsun”, "tebrik ederim” demesi gibi. Bu -her ne kadar küfürden salim olsa da-, muharremattandır. Bu, haça secde etmelerini tebrik etmek mesabesindedir. Hatta bu, Allah katında en büyük günahlardan ve içki içmeyi, bir cana kıymayı, zina suçunu işlemeyi vb. şeyleri kutlamaktan çok daha fazla nefret ve buğz edilmesi gerekenlerdendir. Dinin kadr-u kıymetini bilmeyen, dine fazla önem vermeyenlerin bir çoğu da bu duruma düşmekte, yaptığı işin ne kadar çirkin olduğunu bilmemektedir. Netice olarak her kim bir kulu bir günahtan veya bir bidatten yahut da bir küfürden dolayı tebrik ederse hiç şüphesiz Allah’ın gazabına ve öfkesine maruz kalır.”[2]
Ulemanın ifadelerini cem etmek adına, bu konuda en hafif hükmü ifade eden İbni Kayyim’in kelamını ”eğer tazim kastı ile yapmıyor ise” şeklinde yorumlarsak kafirlerin dini bayramlarını kutlamak haramdır ve onların haça secde etmelerini tebrik etmekle aynı konumdadır. Çünkü bu eylemde, onların işledikleri küfür şiarını- ritüelini ikrar etmek ve ona rıza göstermek vardır -her ne kadar kendi nefsi için o küfre razı olmasa da-. Fakat buna rağmen bir müslümanın küfür şiarlarına razı olması ve bu sebeple başkasını tebrik etmesi haramdır. Çünkü Allah’u Teala Hazretleri şöyle buyurmaktadır:
إِنْ تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنْكُمْ وَلَا يَرْضَى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِنْ تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ
"Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Fakat kulları için küfre razı olmaz. Ve eğer şükrederseniz sizden hoşnut olur.” (Zümer, 7)
—-
Kutlamaya icabet etmek
Öte yandan kafirlerin bu münasebetle biz müslümanları tebrik etmeleri durumunda onlara icabet edilmez. Çünkü bu, ne bizim bir bayramımızdır, ne de Allah’ın razı olduğu bir şeydir. Nitekim Allah (c.c.) Ali imran süresinde:
وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْإِسْلَامِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الْآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ
"Kim İslam’dan başka bir dine yönelirse, bilsin ki onunki kabul edilmeyecektir. Ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” (Âli İmrân, 85) buyurmaktadır. Dolayısıyla bir müslümanın onların yılbaşı tebriğine mukabelede bulunup "senin de” demesi de haramdır. Zira bu icabet, onların noeline iştirak etmek, ortak olmak anlamını barındırır. Ve bu iştirak da bir tür onlara karşı muhabbeti ifade eder ki bu bizzat Allah (c.c.) tarafından Mümtehine süresinde yasaklanmıştır:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَنْ تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ
"Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah’a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar.” (Mumtehine, 1)
Kafirlere mahsus bir eylemde bulunmak
Keza bir müslümanın, kafirlerin bu tür bayramları münasebetiyle onlara teşebbühü, benzemeyi ifade edecek, hediye alıp-vermek; tatlı, yemek dağıtmak; iş yerlerini tatil etmek gibi her türlü davranış sergilemesi de haramdır. Nitekim Efendimiz (s.a.v.):
مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ
"Her kim bir kavme benzemeye çaılışırsa o da onlardandır”[3], bir diğer hadisi şerifte ise:
لَتَتَّبِعُنَّ سَنَنَ مَنْ قَبْلَكُمْ شِبْرًا بِشِبْرٍ وَذِرَاعًا بِذِرَاعٍ حَتَّى لَوْ سَلَكُوا جُحْرَ ضَبٍّ لَسَلَكْتُمُوهُ
"Karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yollarına uyacaksınız. Hatta onlar bir keler deliğinden girse, siz de gireceksiniz” buyurmuş, Sahabe-i Kiramın "(Bizden öncekilerden maksat) Yahudiler ve Hristiyanlar mı ey Allah’ın Resulü?” tarzındaki sorusu üzerine "Onlar değilse ya kim?”[4] diyerek ve kafirlere benzemeyi kesin bir dille yasaklamıştır.
Kutlamaya yardımcı olacak bir eylemde bulunmak
Bir müslümanın kafirlere dini bayramlarını, törenlerini, kutlamalarını ikame etmelerine her hangi bir şekilde yardımcı ve aracı olması da caiz değildir. Kutlamalarında kullandıkları malzemeleri, araç ve gereçleri; hindi, yumurta, fıstık, çerez vs, yiyecek türlerini; elbiseleri; çam ağaçları vs. satmak, hediye etmek ya da bu işlerin icrasında kullanılacak her hangi bir araç gereci kiralamak, onların hizmetine sunmak bu kabildendir. Bütün bunlarda dinen yasak ve haram olan bir ma’siyetin işlenmesine yardımcı/vesile olma söz konusudur. Ve bu iş tıpkı ehli küfre içki yapacağını bile bile üzüm yada üzüm suyunu satmak gibi caiz değildir.[5] Nitekim Allah’u zü’l-Celâl, Mâide süresinde
وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
"Günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın. Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.” (Mâide,2)
Netice olarak şunu söyleye biliriz ki, bunlardan her hangi birini yapan ya da yapılmasına vesile olan bir müslüman İbn Abidin gibi Fukahanın kitaplarında belirtildiği gibi eğer "o günlere tazim maksadını taşıyorsa –Allah’a sığınırız- küfre düşer”. Yok eğer tazim kastı yoksa harama düşmüştür, günahkârdır. İster nezaketlilikten veya muhabbetten ötürü yapmış olsun, ister utandığından ortam gereği yapmış olsun durum aynıdır. Çünkü;
Dinimizde kafirlere benzeme-teşebbüh mezkür hadîsi şeriflerden de anlaşıldığı gibi yasaklanmıştır.
Bu tür bayramları tebrik etmek, onlara her hangi bir surette iştirak etmek bir tür meveddet ve sevgidir ki bu ilgili ayetlerle yasaklanmıştır.
Yılbaşı ve noel kutlaması bir tür bayramdır ve dinî ve akîdevî boyutu olan bir meseledir. Nitekim Efendimiz (s.a.v.): إِنَّ لِكُلِّ قَوْمٍ عِيدًا وَهَذَا عِيدُنَا "her topluluğun bir bayramı vardır. Bizim bayramımızda budur”[6] diyerek, her toplumun kendine has bir bayramı olduğunu ve biz müslümanların ise ayrı bir bayramı olduğunu ifade etmiştir.
Bu kutlamayı yapan bir müslüman Allah’ın dininde ikiyüzlü davranmaktadır, amelî münafıklık alameti taşımaktadır. Halbuki gerçek bir müslüman hangi şartta olursa olsun Allah’ın dinini yüceltmek ve onu her şeyin üstünde bir değer olarak hayatının her safhasında ortaya koymakla memurdur.
Bu kutlamalara bir müslümanın aracı olması da, haram olan bir işe yardımcı olmaktır ki bu da ilgili mezkür ayet ile yasaklanmış ve son söz olarak Allah (c.c.) şöyle demiştir: "Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.”
Hürriyet nerde söyleyeyim:
Hakka esaret halkasında.
Zamanda her şey kopuk, kesik;
Biçkisi kader makasında.
Ey insan, sana son sığınak,
Son peygamberin hırkasında!
Necip Fazıl – Çile – son sığınak
1982
[1] (Bkz. İbni Abidin, VI, 754, el-Bulkînî, Fetva -İbni Teymiye’nin Mesele fi’l-Kenâis’i içerisinde- s.139).
[2] (İbni Kayyim, Ahkam Ehliz Zimme, I, 441).
[3] (Ebû Dâvûd, "Libâs”, 4; et-Tirmizî, "İsti’zân”, 7 ("Kendisini bizden başkasına benzeten bizden değildir” tarzında); Ahmed b. Hanbel, II, 50; Abdürrezzâk, el-Musannef, XI, 453; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, VI, 471…
[4] el-Buhârî, "Enbiyâ”, 51; Müslim, "İlim”, 6; Ahmed b. Hanbel, II, 327, 450, 511.
Gayri müslimleri noel vb. dini ya da özel günlerinde kutlamak fıkıh kitaplarında net olarak yer alan hüküm, gayri müslimlerin bayramlarında, o günlere "tazim maksadıyla” yapılan işlerin (hediye verme-alma, tebrik etme vs.) küfür olduğudur.[1]
İmam-ı Rabbanî hazretleri de bu meyanda şöyle demektedir: "Hinduların bayram günlerine ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve bu günleri, Müslüman bayramı zannediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi, süslüyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir”. (Mektubat- Rabbani 3/41)
İbni Kayyim el-Cevziyye ise kafirlere mahsus bayramları tebrik etmenin küfür olarak görülmese bile kesin olarak haram olduğunu söyler: "Ehl-i küfre has ritüelleri kutlamak ittikla haramdır. Örneğin bayram ve oruç günleride müslüman bir kişinin "kutlu olsun”, "tebrik ederim” demesi gibi. Bu -her ne kadar küfürden salim olsa da-, muharremattandır. Bu, haça secde etmelerini tebrik etmek mesabesindedir. Hatta bu, Allah katında en büyük günahlardan ve içki içmeyi, bir cana kıymayı, zina suçunu işlemeyi vb. şeyleri kutlamaktan çok daha fazla nefret ve buğz edilmesi gerekenlerdendir. Dinin kadr-u kıymetini bilmeyen, dine fazla önem vermeyenlerin bir çoğu da bu duruma düşmekte, yaptığı işin ne kadar çirkin olduğunu bilmemektedir. Netice olarak her kim bir kulu bir günahtan veya bir bidatten yahut da bir küfürden dolayı tebrik ederse hiç şüphesiz Allah’ın gazabına ve öfkesine maruz kalır.”[2]
Ulemanın ifadelerini cem etmek adına, bu konuda en hafif hükmü ifade eden İbni Kayyim’in kelamını ”eğer tazim kastı ile yapmıyor ise” şeklinde yorumlarsak kafirlerin dini bayramlarını kutlamak haramdır ve onların haça secde etmelerini tebrik etmekle aynı konumdadır. Çünkü bu eylemde, onların işledikleri küfür şiarını- ritüelini ikrar etmek ve ona rıza göstermek vardır -her ne kadar kendi nefsi için o küfre razı olmasa da-. Fakat buna rağmen bir müslümanın küfür şiarlarına razı olması ve bu sebeple başkasını tebrik etmesi haramdır. Çünkü Allah’u Teala Hazretleri şöyle buyurmaktadır:
إِنْ تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنْكُمْ وَلَا يَرْضَى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِنْ تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ
"Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Fakat kulları için küfre razı olmaz. Ve eğer şükrederseniz sizden hoşnut olur.” (Zümer, 7)
—-
Kutlamaya icabet etmek
Öte yandan kafirlerin bu münasebetle biz müslümanları tebrik etmeleri durumunda onlara icabet edilmez. Çünkü bu, ne bizim bir bayramımızdır, ne de Allah’ın razı olduğu bir şeydir. Nitekim Allah (c.c.) Ali imran süresinde:
وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْإِسْلَامِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الْآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ
"Kim İslam’dan başka bir dine yönelirse, bilsin ki onunki kabul edilmeyecektir. Ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” (Âli İmrân, 85) buyurmaktadır. Dolayısıyla bir müslümanın onların yılbaşı tebriğine mukabelede bulunup "senin de” demesi de haramdır. Zira bu icabet, onların noeline iştirak etmek, ortak olmak anlamını barındırır. Ve bu iştirak da bir tür onlara karşı muhabbeti ifade eder ki bu bizzat Allah (c.c.) tarafından Mümtehine süresinde yasaklanmıştır:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَنْ تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ
"Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah’a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar.” (Mumtehine, 1)
Kafirlere mahsus bir eylemde bulunmak
Keza bir müslümanın, kafirlerin bu tür bayramları münasebetiyle onlara teşebbühü, benzemeyi ifade edecek, hediye alıp-vermek; tatlı, yemek dağıtmak; iş yerlerini tatil etmek gibi her türlü davranış sergilemesi de haramdır. Nitekim Efendimiz (s.a.v.):
مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ
"Her kim bir kavme benzemeye çaılışırsa o da onlardandır”[3], bir diğer hadisi şerifte ise:
لَتَتَّبِعُنَّ سَنَنَ مَنْ قَبْلَكُمْ شِبْرًا بِشِبْرٍ وَذِرَاعًا بِذِرَاعٍ حَتَّى لَوْ سَلَكُوا جُحْرَ ضَبٍّ لَسَلَكْتُمُوهُ
"Karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yollarına uyacaksınız. Hatta onlar bir keler deliğinden girse, siz de gireceksiniz” buyurmuş, Sahabe-i Kiramın "(Bizden öncekilerden maksat) Yahudiler ve Hristiyanlar mı ey Allah’ın Resulü?” tarzındaki sorusu üzerine "Onlar değilse ya kim?”[4] diyerek ve kafirlere benzemeyi kesin bir dille yasaklamıştır.
Kutlamaya yardımcı olacak bir eylemde bulunmak
Bir müslümanın kafirlere dini bayramlarını, törenlerini, kutlamalarını ikame etmelerine her hangi bir şekilde yardımcı ve aracı olması da caiz değildir. Kutlamalarında kullandıkları malzemeleri, araç ve gereçleri; hindi, yumurta, fıstık, çerez vs, yiyecek türlerini; elbiseleri; çam ağaçları vs. satmak, hediye etmek ya da bu işlerin icrasında kullanılacak her hangi bir araç gereci kiralamak, onların hizmetine sunmak bu kabildendir. Bütün bunlarda dinen yasak ve haram olan bir ma’siyetin işlenmesine yardımcı/vesile olma söz konusudur. Ve bu iş tıpkı ehli küfre içki yapacağını bile bile üzüm yada üzüm suyunu satmak gibi caiz değildir.[5] Nitekim Allah’u zü’l-Celâl, Mâide süresinde
وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
"Günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın. Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.” (Mâide,2)
Netice olarak şunu söyleye biliriz ki, bunlardan her hangi birini yapan ya da yapılmasına vesile olan bir müslüman İbn Abidin gibi Fukahanın kitaplarında belirtildiği gibi eğer "o günlere tazim maksadını taşıyorsa –Allah’a sığınırız- küfre düşer”. Yok eğer tazim kastı yoksa harama düşmüştür, günahkârdır. İster nezaketlilikten veya muhabbetten ötürü yapmış olsun, ister utandığından ortam gereği yapmış olsun durum aynıdır. Çünkü;
Dinimizde kafirlere benzeme-teşebbüh mezkür hadîsi şeriflerden de anlaşıldığı gibi yasaklanmıştır.
Bu tür bayramları tebrik etmek, onlara her hangi bir surette iştirak etmek bir tür meveddet ve sevgidir ki bu ilgili ayetlerle yasaklanmıştır.
Yılbaşı ve noel kutlaması bir tür bayramdır ve dinî ve akîdevî boyutu olan bir meseledir. Nitekim Efendimiz (s.a.v.): إِنَّ لِكُلِّ قَوْمٍ عِيدًا وَهَذَا عِيدُنَا "her topluluğun bir bayramı vardır. Bizim bayramımızda budur”[6] diyerek, her toplumun kendine has bir bayramı olduğunu ve biz müslümanların ise ayrı bir bayramı olduğunu ifade etmiştir.
Bu kutlamayı yapan bir müslüman Allah’ın dininde ikiyüzlü davranmaktadır, amelî münafıklık alameti taşımaktadır. Halbuki gerçek bir müslüman hangi şartta olursa olsun Allah’ın dinini yüceltmek ve onu her şeyin üstünde bir değer olarak hayatının her safhasında ortaya koymakla memurdur.
Bu kutlamalara bir müslümanın aracı olması da, haram olan bir işe yardımcı olmaktır ki bu da ilgili mezkür ayet ile yasaklanmış ve son söz olarak Allah (c.c.) şöyle demiştir: "Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.”
Hürriyet nerde söyleyeyim:
Hakka esaret halkasında.
Zamanda her şey kopuk, kesik;
Biçkisi kader makasında.
Ey insan, sana son sığınak,
Son peygamberin hırkasında!
Necip Fazıl – Çile – son sığınak
1982
[1] (Bkz. İbni Abidin, VI, 754, el-Bulkînî, Fetva -İbni Teymiye’nin Mesele fi’l-Kenâis’i içerisinde- s.139).
[2] (İbni Kayyim, Ahkam Ehliz Zimme, I, 441).
[3] (Ebû Dâvûd, "Libâs”, 4; et-Tirmizî, "İsti’zân”, 7 ("Kendisini bizden başkasına benzeten bizden değildir” tarzında); Ahmed b. Hanbel, II, 50; Abdürrezzâk, el-Musannef, XI, 453; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, VI, 471…
[4] el-Buhârî, "Enbiyâ”, 51; Müslim, "İlim”, 6; Ahmed b. Hanbel, II, 327, 450, 511.
Kaynak: fetvalar.com
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Af Medya’ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece “http://www.ellekhaber.com” tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.