Son Dakika
- Nurettin Mart'tan Belediye Başkanına Çağrı
- Kış Kapıda; Yalnız Bırakma
- Ellek Millet Bahçesi Otağı Ziyaretçilerini Bekliyor
- Ellek Belediye Başkanı Abbas Yeşildemir, hizmetlerine ara vermeden devam ediyor
- Osmaniye valisi Dr. Erdinç Yılmaz, Mahalle Muhtarları ile bir araya geldi
- Düziçi Belediye Başkanından Karne Şenliği
- Düziçi Kaymakamı Turgay İlhan, Düziçi ilçesine bağlı Köylere ziyarette bulundu
- Namaz ve Kerahat vakitleri
- Düziçi Belediyesi eski köprüyü yeniledi
Bulundugunuz sayfa: Ana Sayfa › Haberler
Unutulmaya yüz tutan Değirmencilik mesleği Ellek'de yaşıyor
Dünyanın en eski ve hayati mesleklerinden biri olan ve birkaç yıl öncesine kadar unutulmaya yüz tutan değirmecilik, doğal beslenmenin önemi ile birlikte yeniden gözde meslekler arasına girdi. Osmaniye’nin Düziçi İlçesine bağlı Ellek kasabasında, yaklaşık 40 yıldır, bölgede değirmencilik mesleğine el atan birçok kişinin bu işi yapmasına rağmen hala bu işi sabırla yapan, Kazım Filiz, işlerin yoğunluğundan memnun olduğunu söyledi.
Değirmenciliğin aslında insanlık tarihi kadar eski bir meslek olduğunu ancak gelişen teknoloji ile birlikte kurulan büyük fabrikalar nedeniyle unutulmak üzereyken yeniden hatırlandığını belirten Kazim Filiz, "1950'li yıllara kadar pek çok ailenin geçim kapısı olan meslek unutulmaya yüz tutmuştu. Obezite ve kanser vakaları artınca insanlar ne yediklerini daha dikkat etmeye başladı. Eskiden lüks görünen hazır ekmekler bugün sağlığına düşkün kişiler tarafından tüketilmemeye başlandı. İmkanı olan herkes yediği ekmeğin ununu katkı maddesiz, doğal olmasına dikkat etmeye başladı" dedi. Kendisinin de ekmeğini değirmende öğüttüğü undan hamur kararak yaptığını ve bunun daha sağlıklı olduğunun hekimlerce belirtildiğini ifade eden Kazım Filiz, bilinçli besicilerin bile hayvanlarına yedirdiği yemleri kendi aldığı hububatları değirmende öğüterek yedirdiğini kaydetti.
Dünyanın en eski mesleklerinden biri olan Değirmencilik mesleği bu gün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya Osmaniye, Düziçi ve Ellek merkez, belde ve köylerinde yıl önce kullanılan, el değirmenlerinde buğday, arpa, mısır ve darı gibi tahılların öğütülerek un haline getirildiği değirmenler ve bunları işleten değirmencilerin sayısı yok denecek kadar azaldı.
Yakın zamana kadar kullanılan el değirmenleri yuvarlak, üst üste iki sert taştan oluşur. Alttaki taşın tam ortasında dökülmüş kurşunla tutturulmuş çelik bir mil bulunur. Üsteki taşın ise ortasında oyulmuş bir boşluk olur El değirmeni çalıştırılacağı zaman, üste gelecek taşın oyuk deliği alttaki taşın miline geçecek şekilde değirmen taşları üst üste konulur. Alt taş sabit kalır, üsteki taş çevirme kolu sayesinde alttaki taşın üzerinde yatay olarak çevrilir.
Bu çevirme esnasında üsteki taşın ortasındaki boşluktan ne öğütülecekse yavaş yavaş elle dökülür. Kolla birli, ikili ve hatta üçlü değirmen çevrilir. İki taşın arasından öğütülen şey öğütülmüş haliyle çıkar. Bu tip değirmenlerde genellikle pilavlık bulgur, içli köfte ve çiğ köfte bulguru, yarma, mercimek öğütülürdü. Öğütülmüş bulgurun unundan da lapa yapılırdı.
Eskiden insan, su gücünden yararlanılarak çalıştırılan eski zaman değirmenleri artık yok, var olanlar da elektrik enerjisiyle çalışıyor. Değirmenlerin yerini un fabrikaları aldı. Çok sonraları traktör ve benzeri motorlu taşıtlardan da yararlanılmaya başlandı. İnsanlar için en büyük nimet olan ekmeğin hammaddesi unun elde edildiği yerler olduğu için önem verilen değirmenler, bu gün yok olsalar dahi eski halleriyle birçok insanın anılarını halen süslüyor.
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Af Medya’ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece “http://www.ellekhaber.com” tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.