- Nurettin Mart'tan Belediye Başkanına Çağrı
- Kış Kapıda; Yalnız Bırakma
- Ellek Millet Bahçesi Otağı Ziyaretçilerini Bekliyor
- Ellek Belediye Başkanı Abbas Yeşildemir, hizmetlerine ara vermeden devam ediyor
- Osmaniye valisi Dr. Erdinç Yılmaz, Mahalle Muhtarları ile bir araya geldi
- Düziçi Belediye Başkanından Karne Şenliği
- Düziçi Kaymakamı Turgay İlhan, Düziçi ilçesine bağlı Köylere ziyarette bulundu
- Namaz ve Kerahat vakitleri
- Düziçi Belediyesi eski köprüyü yeniledi
Sizdeki Gençlik Kesinlikle Yok olacaktır
Abdulvahap Filiz
abdulvahap_f@hotmail.com
Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini, "facebook”u karıştırırken, Ellek kasabasındaki yeni yetişen gençlerin çoğunu tanıyamaz olmuşum.. Bunu iyiden iyiye fark ederken, benim yaşlandığımı ve dün çocuk olanların bugün gençleştiğini ve hızla bizim arkamızdan mezara doğru geldiklerini görüyorum. Zamanın acımasızlığı ve inleyen nağmeler gibi.. Hayatın kıskacı arasında sıkışıp kaybolan gençlerin, hayata bakışları, kendilerine hiçbir şey vermemiş babalarının, sıkıntı ve dertlerini de üzerlerine almış bir vaziyette.. tabir caizse, akıntıya kapılmış olarak, ağzını açmış kendilerini bekleyen mezara doğru akıp gitmektedir…
Bu gençlerin bugüne kadar ellerinden tutulmadığı gibi, yanlış yönlendirmeler yaparak hem dünya, hem de ahret hayatlarının yok oluşlarına şahit olmaktadırlar. Nasıl mı? Hayatı sadece madde de gören, çocuğun hayata atılmasını , okuyup bir maaş sahibi olmasından başka bir şeyi, görmeyen bir anne ve baba var karşımızda. Hayata küsmüs, arabesk kültürü ile yetişen bir nesil türetmekteler… Daha sonrada, yetişdirdikleri bu nesilden hayır beklemektedirler. Sevgi ve merhamet beklemektedir. Heyhaat…
Sadece madde peşinde koşan, bir maaşa bağlanması için ya da bir memur olması için geceli gündüzlü çalışarak, hayatın duracak noktasına kadar çocukları çalışmaya iten, kazandığında en iyi evlat muamelesi, kazanamadığı zaman eller gibi olamadı gibi, paçavra gibi itilip kakılması çabası oluyor… Kazananlar da; kazanır kazanmaz kendilerini boşlukta hissetmektedirler, karın doyuracağım diye, bir ömürlerini heba etmektedirler… Emekli olacağım diye en az maaşlarla zillet altında ömür tüketmektedir. Bu kadarına da pes doğrusu…
Halbuk,, "maaş” geçimi sağlar, "karlı çalışmak” zenginlik getiri, "rızkın on da dokuzu ticarettedir diyen” o nebiler nebisini dinlemiş olsaydık, dünya adına geçim sıkıntısını asla hissetmeyecektik… Lakin şeytan bizleri daima açlık korkusu ile korkutarak, aldattı ve daha çok para kazanmak için, neler yapmadık ki biz; " haram helal ver Allah’ım, asi kulun yer Allah’ım dedik” dedik demesine de bu zihniyet içerinde daha da debelenerek bataklığa saplandık ve o güzel hayatımızı zehir ettik…
Evet dostlar… Sizdeki bu gençlik elbet bir gün zayi olacak ve o beğenmediğiniz ve aklınızın ucuna dahi getirmediğiniz gençlik, şayet ömrünü tamamlarsa ki, yolda erken ölmede var… Mezara doğru gittiğimizi hatırlamalıyız… O kadar bekledim ki şu satırları yazmak benim haddim değildi sizlere karşı. Gecenin üçünde bu satırları sizler için yazıyorum… Ey gençliklerini Antalyalar da heba eden Ellekli GENÇLER… Zannetmeyin ki sizleri kimse görmüyor oralarda… Allah ensemizde….
Ey bir memur olacağım diye inançlarını ayak altına alan GENÇLER… Ey Tarlada çalışacağım diye, ibadetlerini geçiren GENÇLER…Ey rüzgarın savurduğu, her savruluşta bir şeyler öğrenenGENÇLER…Ey anneden ve babadan hiçbir şey öğrenemeyen GENÇLER… Ey sadece kulaktan dolma ya da takvim yaprağının arkasında okuduğu bilgiyle yetinenlerin evlatları, GENÇLER…ÖLÜM VAR! Silkinin ve kendinize gelin. Ölüm meleği geldiğinde , can gırtlağa geldiğinde, tıpış tıpış yaptıklarının gözünün önüne geldiğinde, bugüne kadar yaptıklarının hesabını hem sana hem de anne ve babanıza sorduğu zaman.. Halimiz ne olacak diye silkelen ve kendine gel. Futbolcuların adını saydığın kadar, Kur’an-ı kerim surelerini bilmiyorsan, şarkıcıların sarkı ismiyle birlikte adlarını sayarken, Kur’an-ı kerimdeki, 28 peygamberin adını sayamıyorsan… Vay haline..otur ağla kendi haline. Bırak başkasının hesabını yapmayı… Bırak arabanın rengini ve modeli ile uğraşmayı da kendine gel silkelen…
Sizden bir nesil öncekileri bakın bakayım çoğunuzun dedesi konumundaki kişiler, şu anda mezarda yatıyor fakat çoğu nerede yattığını bilmiyor…O yatanlar evlatlarından "dua” beklemektedir… Aynen şu andaki babalarınız yarın "dua” bekleyecek evlatlarından, ama heyhat… Azap içerisinde ahu vah ederek inleyecek, çünkü tıpkı öncekiler gibi şimdikilerde evlatlarına hiçbir şey öğretmemektedir, ne verdi ki ne isteyecek onlardan. Ellek yolu üzerindeki içilerek yollara atılan bira şişelerini, dışarıdan birileri değil, sizin çocuklarınız içiyor….Ama sizin hiç haberiniz yok, değil mi? Anlayacaksın ama birgün, iş işten geçecektir , o gün. Kendimizi aldatmayalım…Yıllardır boş yaşayıp, ihtiyarlayınca da emekli maaşı ile bir hacca gitmekle bu işten kurtulacağınızı düşünüyorsanız aldanıyorsunuz… Kendinizi aldatmayınız lütfen. Kendinize sorun, ne verdim ben evladıma diye? Ey anne babalar, şuanda çoğunuz bir Kur’an-ı dahi okuyacak durumda değilsiniz, evlatlarınızı da tamamen maaşlı bir insan olması için hep ona ittiniz, dinini diyanetini sormadınız sadece parayı sordunuz, evi sordunuz, arabayı sordunuz, size de aynısı ile mukabele edileceğini bilmediniz ve mahşerde kör olarak geleceğinizi unuttunuz , çünkü Kur’an dan bihaber yaşayanların sonu , öyle olacak… Ve sizler o çocukların hesabını vermeden cennete giremezsiniz hadisini dahi unuttunuz…. " Ey iman edenler; kendinizi ve ehlinizi(ailenizi), yakıtı insan ve taş olan, o ateşten koruyunuz.”
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Af Medya’ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece “http://www.ellekhaber.com” tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.