- Nurettin Mart'tan Belediye Başkanına Çağrı
- Kış Kapıda; Yalnız Bırakma
- Ellek Millet Bahçesi Otağı Ziyaretçilerini Bekliyor
- Ellek Belediye Başkanı Abbas Yeşildemir, hizmetlerine ara vermeden devam ediyor
- Osmaniye valisi Dr. Erdinç Yılmaz, Mahalle Muhtarları ile bir araya geldi
- Düziçi Belediye Başkanından Karne Şenliği
- Düziçi Kaymakamı Turgay İlhan, Düziçi ilçesine bağlı Köylere ziyarette bulundu
- Namaz ve Kerahat vakitleri
- Düziçi Belediyesi eski köprüyü yeniledi
Misyonerler ve Müslümanlar!
Abdulvahap Filiz
abdulvahap_f@hotmail.com
Meşhur Misyoner Zwemer’den bu manada rivayet edilen hadise, herkesçe malumdur. Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgelerine gönderilen heyetlerin, hırıstiyanlık propagandası için yaptığı çalışmaları değerlendirmek üzere yaptıkları kongrelerin birinde, Misyonerlik Teşkilatından sorumlu kişi olması hasebiyle, zwemer’ hücum etmek ve onu başarısızlıkla suçlamaka için kongredekilerden biri ortaya atıldı. İddiası; harcanan bunca paralara ve yapılan yoğun çalışmalara rağmen, tek bir şahıs Hıristiyanlığa girmemiş, çabaların tümü tek bir müslümanı bile inaçlarından vazgeçirmede başarılı olamamıştır. Zwemer aşağıdaki şekilde cevap verdi. Bu hadiseyi burada aktarma amacımız da bu cevaptır.
—"Gayemiz, Müslümanları Hıristiyanlaştırmak değildir. Zira buna gücümüz yetmez. Maksadımız, sadece Müslümanları İslam’dan uzaklaştırmaktır. Dinimize katılmasalar da bize bu yeter. Bir Müslüman’ın doğumundan ölümüne kadar kimliğinde Müslüman yazabilir, fakat bir Hıristiyan gibi yaşayarak, cami önündeki teneşire yatmalıdır. Kiliseye gelmesine gerek yok, varsın camiye gitsin. Ama bir Müslüman’ı hayatı boyunca Hıristiyan gibi yaşatmalıyız. Zaten hiçbir Hıristiyan ya da misyoner hakiki bir Müslüman’ı kesinlikle Hıristiyan yapamaz.”
İngilizlerin Mısır’dan çıkarılması için parafe edildiği zaman, Şehit profesör Seyyid Kutup’a şöyle bir soru soruluyor. –Allah’a hamd olsun yakın birgelecekte İngiliz sömürgeciler Mısır’dan çıkarılacaklar. Bu da, İslami çalışmaların serbest ve etkili olarak yürütülmesine imkan hazırlayacaktır. Cevaben ded ki: —" Kırmızı İngilizlerin çıkarılması için anlaşma imzalandı. Bunların tehlikesi sınırlıdır. Asıl önemli olan <<Siyah İngilizlerin>> in mısır’dan çıkarılmasıdır.”
Şayet İslam, taraftarlarını yükseltmekten ve ilerlemekten alıkoyan bir din olsaydı, batı asla İslam’la uğraşmayacaktı. İslam’a bu kadar düşman olmayacaklardı. Sorun; ne yaparsanız yapın, İslam "İnsan”’ı eline aldığı zaman, alıp tepelere çıkartıyor. Yani, sizin anlayacağınız,"kişileri” uyandırıyor. Bu batı sistemleri ya da "Batıl”sitemler, kendi diktalarının devam etmesi için, insanların uyuması gerekmektedir. İşte, insanları uyandıracak her şey, onlar için tehlike arz etmektedir. Bunların başında da İslam ve onun bağlıları Müslümanlar gelmektedir. Bir Müslüman’la arkadaş olmak dahi tehlikeli hale geldi, hatta ben Müslüman’ım dersin, demokrasinin beşiği(!) sayılan Amerika da, bıçaklanabilirsiniz. Sadece Müslüman’ım demeniz kafidir.
Elbette onlar, benim ve senin Müslüman olmana bir şey demiyorlar. Fakat onların istediği türden bir Müslüman olmak şartıyla. Tüyü yolunmuş bir kuş gibi… Onların istediği gibi Müslüman olmak için neler yapılması gerekir. Diğer adıyla, bu "Güç”’lerin egemenliği, sömürgeleri, İslam ülkeleri başta olmak üzere, dünya da sistemlerinin yürüyebilmesi için… Kalıp insanların yetiştirilmesi lazım. Ne gibi… Kimliği Müslüman, Memleketi İslam ülkesi, kalıbı Müslüman ama tüm yaşantısı Batı tipi… Ha…Aynı zamanda bu kişi kendisinin koyu bir Müslüman ve bağımsız olduğunu hissetmeli aynı zamanda.
İşte bu türleri(!)..yetiştirmek için, misyonerler birinci derecede hizmet etmektedir. Bunların yetiştirdiği, ilkokuldan Üniversiteye kadar adam yetiştirmemek için elinden gelenin yapılması gerektiğinin bilincindeki rektör ya da Prof. Eskiden mühendislerimiz, Avrupa ve Amerika’nın mühendisleri ile yarışmaktaydı. Eskiden Liselerde okutulan dersler Üniversite dersleri gibiydi. Şimdi üniversiteyi bitirmiş, kafanın içi boş, "her şeyi”, iyi olsun, kötü olsun alkışlayan bir insan tipi çıkardılar. Mesuliyetten kaçan, korkuyu esas alan, saygı sevgi kalmamış, hele dinini hiç bilmeyen, onun ahlakını alamadığı için, her şeyini kaybeden, sadece mezar yolunda yarım yamalak hatırladığı bir din şekli ki, …Bu benim dinim değil.
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Af Medya’ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece “http://www.ellekhaber.com” tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.