- Nurettin Mart'tan Belediye Başkanına Çağrı
- Kış Kapıda; Yalnız Bırakma
- Ellek Millet Bahçesi Otağı Ziyaretçilerini Bekliyor
- Ellek Belediye Başkanı Abbas Yeşildemir, hizmetlerine ara vermeden devam ediyor
- Osmaniye valisi Dr. Erdinç Yılmaz, Mahalle Muhtarları ile bir araya geldi
- Düziçi Belediye Başkanından Karne Şenliği
- Düziçi Kaymakamı Turgay İlhan, Düziçi ilçesine bağlı Köylere ziyarette bulundu
- Namaz ve Kerahat vakitleri
- Düziçi Belediyesi eski köprüyü yeniledi
Mısır'a Yolculuk-4
Abdulvahap Filiz
abdulvahap_f@hotmail.com
İskenderiye
Sabah’ın
ilk saatlerinde, Kahire’den ayrılırken cadde’lerin sessiz ve sakin
ve bir o kadar da, trafiğin olmaması işimize gelmişti. Kısa bir vakit’te
trafik başlamadan önca kendimizi, şehir’in dışında bulmuştuk yoksa trafikte bir
hayli zahmet çekecektik. Zahmet dedim, Mısır’lılar da zaten trafiğe arabça
olarak "Zahma” diyorlar. "Zahmet” ile "zahma " bir nevi uyum
içerisindeydi.
İki saat sonra kiraladığım bir taksi ile İskenderiye’deydim. İskenderiye Arapça olarak Al-Iskandariya, Mısır Arapçasında Iskindireyya. Mısır’ın Akdeniz kıyısında bulunan ikinci büyük şehridir. M.Ö.332 yılında Büyük İskender tarafından kurulmuştur ve adını kurucusundan almıştır.
Eski çağlarda dünyanın yedi harikasından biri olan feneri ve zamanının en büyüğü kütüphanesiyle tanınan İskenderiye, bugün Mısır’ın turizm açısından önemli şehirlerinden biri durumundadır. Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi(1517) sırasında Türk ordusunca ele geçirilerek Osmanlı Devleti’ne katılan kent, 1798’de Fransa’nın, 1807’de İngilizler’in işgaline uğradı. 1882’de kesin olarak İngiltere tarafından işgal edilerek fiilen Türk yönetiminden çıktı.
Burasına Mısır halkı ayrıca, Alexsandria ‘da demektedirler İngilizce olarak..Yani sizin anlayacağınız iki ismi vardır burasının. İskenderiye bir nevi bizim İzmir kordon boyunu hatırlatmaktadır bana ne zaman buraya gelsem, orası aklıma gelir. Neden mi? Çünkü, şehrin kıyısı akdeniz’e komşu olduğu için, şehrin çevresinin büyük kısmı neredeyse kıyıdan oluşmaktadır.
Hatta, Port said’ten sonra bir liman şehri olmaya da namzet bir yer hükmünde burası… Ve bu kıyı boyunca güzel bir otoban yol takip ettiği için iyi bir manzara oluşturmaktadır. Gezenler için ise, etrafı görmede kolaylık olacaktır. Bizde, şehirde yaşayan insanlar yaz tatili geldiğinde, çoluk çocuk nasıl memleketimize yani köylerimize gidiyorsak. Burada da, Kahire’de yaşan halk genel itibari ile İskenderiye’ye gelmektedir. Yazın Kahire boşalır tabir caizse..
Ama diğer taraftan, Suud’lular ile dolar kahire yazında. Suudiarabistan’da yazın havaların çok sıcak olmasından dolayı orasının halkı’da genel itibari ile buralara gelmektedir. İskenderiye’nin kıyısında gezerken; 2002 yılında tekrar açılan İskenderiye kütüphanesini, tarihte yakılan İskenderiye kütüphanesinin bulunduğu alanda, yeni İskenderiye kütüphanesi yapılmış ve 2002 yılında hizmete açılmıştır. 1987 yılında UNESCO’nun açtığı yarışma sonucunda yeni bina Norveç ve Avusturyalı mimarlarca İskenderiye Kütüphanesi yeniden inşa edilmiştir.
Kütüphanenin duvarına dekor olarak dünyadaki bütün alfabelerin harfleri yerleştirilmiş. Kütüphanede enteresan bir akustik var; çok yakınınızdaki biri bile konuşsa ses etrafa dağılmıyor. İskenderiye kütüphanesi M.Ö.3. yüzyılın başlarında Mısır’ın İskenderiye kentinde Ptolemaios hanedanı tarafından kurulmuş olan antik kütüphane. İskenderiye Müzesi olarak bilinen araştırma enstitüsünün bir bölümü olarak inşa edildi. İnsanlık tarihinde meydana getirilmiş önemli eserlerden biridir. Eski kaynaklar, burada 150 bin cilt el yazması eserin toplandığını kaydeder.
Kıyıda ilerlerken, kütüphaneyi geçtikten sonra ileride güzel balık lokantalarının olduğunu göreceksiniz, buraya kadar geldikten sonra,Akdeniz kıyısında bir balık yemeden gidilmez tabikiii… Şayet buraya yazın gelirseniz, geceleyin kıyı şeridinin tıklım tıklım insanlar ile dolu olduğunu göreceksin ve tabir caizse, adım atacak yer bulamazsınız dense yeridir…
Geceleri insanlar sahillerde birazcık olsun serinlenmek ve vakit geçirmek için buralarda vakit geçirirler… Bu şehrin içlerine doğru girdikce tarihini görmeye başlarsınız ve kıyılarından baktığınız zaman ise adım adım modernleştiğini hissedersiniz..İşte böyle bir yer İskenderiye Mısır’da. Buraya kadar geldikden sonra elbette, kayıtbay kalesini ziyaret etmeden gitmek olmaz.
Sultan Katbey(Qaitbey) tarafından inşa edilmiş olan kale, şehre çok hakim bir mevkide; dolayısıyla daha sonra İskenderiye’yi ele geçiren her devlet tarafından askeri amaçla kullanılmış. 1480’li yıllarda yapılan kale, Kavalalı tarafından restore edilmiştir. Dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen İskenderiye Feneri’de bir zamanlar Katbay Kalesi yanındaymış.
Kavalalı ve kolonial dönemlerde (İngiliz hakimiyeti altında) İskenderiye Levantenlerin,Rumların,Ermenilerin ve batılıların yaşadığı kozmopolit bir kentmiş. 1952 darbesi ile yükselen Arap Ulusçuluğu nedeniyle gayri arap unsurlar şehri büyük ölçüde terk etmişler. Buna rağmen Mısır genelde yüzde sekiz olan hırıstiyan nüfus oranı İskenderiye’de yüzde yirmibeş’e varıyor. Bu nedenle; Mısır hem Müslümanların hemde hırıstiyanların eğitim merkezi olarakda faaliyet yapmaktadır günümüz itibariyle….
Zamanın kısalması, vaktin daralması bu gece İstanbul’a dönüşten dolayı da uçağa yetişmem gerektiğinden dolayı,İskenderiyeden hareket ediyorum tekrar Kahire’ye gelmek için… Mısır yolculuğumuzu burada sonuçlandırırken,İstanbul’a döndükten sonra,inşallah..Bir müddet sonra Fas yolculuğumuzun başlayacağını okuyuculara bildiririm. Bu arada, dış haberler’de değişik konularda yazımız devam edecek. Yoculuğumuz başlayana kadar..
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Af Medya’ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece “http://www.ellekhaber.com” tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.