Cumhuriyet, halkın yönetimde egemen olduğu ve kendini yönetecek kişileri yine kendisinin seçtiği yönetim biçimidir. Cumhuriyet yönetiminde insanlar arasında ayrımcılık, kayırmacılık vs. durumlar yaşanmaz, "yaşanmaması gerekir”.

Ülkemizde cumhuriyet kültürünün yerleştirilmesi, yaşam tarzı olarak içselleştirilmesi süreci çok sancılı ve zorlayıcı şekilde gerçekleşmiştir. Bu süreçte halkımızın bazı kesimleri aşağılanmış, hor görülmüş ve dışlanmıştır. Devletin ana organlarını parselleyen ve kritik yetkileri elinde tutan kendini halkın üzerinde gören jakoben (Tepeden İnmeci Baskıcı) karakterli bürokratik yapı cumhuriyeti korumayı bahane ederek halkın büyük kısmını sindirmiş ve dışlamıştır.

Cumhuriyeti korumak uğruna cumhurun yaşam tarzına müdahale etmişler, cumhuru şekillendirmeye çalışmışlar, kendi ideolojileri ve inançları doğrultusunda bir yaşam tarzını benimsetmeye çalışmışlardır. Kendi baskıcı ideolojilerini içselleştiren yaşam tarzı olarak kabul eden insanlara devlet kadrolarında önemli makamlar vermişlerdir. Tüm bunlar yapılırken milletin değerleri ile oynamışlar halkın geleneklerini yozlaştırmaya tek tipleştirmeye çalışmışlardır.

Vatandaşının giyim kuşamı, dini eğitimi ve inancı ile uğraşmışlardır. Kendi ideolojisi dışındaki kitleyi tehlike olarak algılamışlardır. Tüm bunlar toplumda huzurun ve refahın sağlanmasına engel olmuştur. Halka rağmen yapılan icraatlar ve uygulamalar insanları mutsuz etmiştir.

Ancak son yıllarda gelinen süreçte değişen anlayış farklılıklarıyla bu durum düzelmeye başlamıştır. Demokrasi ve insan hakları alanındaki değişme ve gelişmeler halkın daha özgür düşünmesini, daha fazla haklara sahip olmasını, kendisini daha iyi ifade etmesini sağlamıştır.

Kemikleşmiş Jakoben yapının kırılmasıyla devlet üst kadrolarında artık "Anadolu İnsanının” genç evlatları da önemli ölçüde görev almaya başlamışlardır. Tüm bunlar ülkemiz adına sevindirici gelişmelerdir.

Selam ve Saygılarla . . . .