Perşembe günü itibariyle Başbakanın da Tunus’tan gelecek olması ile İstanbul’da Taksim civarında büyük bir hareketlilik var, geniş güvenlik önlemleri alınmış durumda. Dolmabahçe’nin etrafı yol boyunca TOMA’larla, çevik kuvvet otobüsleriyle polis kontrolünde. Bu akşam da Taksim’de eylem var. Bu noktadan sonra atılan her adım, dengeleri sarsmaya başladı. Bugünkü açıklamalara bağlı olarak BİST, beş bin puan geriledi. Buna benzer diğer etkileri sıralamanın anlamı yok. Gezi Parkı’ eylemini anlamaya yoğunlaşmalıyız.

Taksim’de her gün eyleme katılanlarla konuşunca taleplerinin ne olduğu az çok ortaya çıkıyor. Kısa bir zamanda büyüyen bir halk hareketi söz konusu. Sol düşünce içerisinde sayabileceğimiz bugüne kadar birbirine düşman gibi görünen marjinal gruplar, Taksim Meydanı’nda bir arada bulunuyor. Bu tür eylemlerde şiddete yönelmek sesini duyurmanın yolu olarak tercih ediliyor. İlk günlerde fotoğraflarda da görüldüğü gibi etrafa çok zarar verildi, bugünlerde polisin de tepkisini azaltmasıyla şiddetten kaçındıkları görülüyor.

Onların istekleri başbakanın üslubunu yumuşatması, "çapulcu” ifadesinde olduğu gibi sert bir üslup kullanması, tepkiler olsa da Taksim’deki projenin devam edeceğini söylemesi, yüzde elli oya güvenerek kendisine oy vermeyenleri gözetmeyecek icraatlar içinde olması, yaşam biçimlerine karışılması, içkilerine müdahale edilip milli içeceğin ayran denmesi, dindar bir gençliğin yetiştirilmek istenmesi gibi birçok şeyden oluşmaktadır.

Türkiye’nin iç meselesi olarak görüp ev içi bir tartışma olarak algılanırsa kendi adımıza hayırlı neticeler doğacaktır. Kızgınlıkla, duygusallıkla hareket edildiğinde bundan sonra büyük zarar göreceğimiz muhakkak. Ortadoğu’nun son yıllardaki hali ortada.Bu bölgede ayakta kalabilen tek ülkeyiz. Batı, olayı yakından takip ediyor, burada da bir kaos ortamının doğmasını isteyeceklerdir.

Böyle bir yazıda meseleyi geniş bir teferruatı ile ele almak mümkün değil. Bu olaylar ortaya çıktıktan sonra kimin, ne şekilde rol aldığını da bilmiyoruz. Somut görünür olan şeyler üzerinden konuşuyor, arka planda neler yaşandığını bilmiyoruz. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra bu gibi hadiselerde kimlerin parmağı olduğu açıklanıyor.

Eylemcilerin Abdullah Gül’ün üslubunun ortamı yumuşattığını belirtiyor. Bu gelişmelerin gelecekte cumhurbaşkanlığı seçimlerine de yansımaları olacağı görülmektedir.Bu tartışmalarda hepimizin sağduyu ile hareket edip olayın tatlıya bağlanarak neticelenmesini istiyoruz.