Bulundugunuz sayfa: Ana Sayfa › Haberler

Çağımız insanı korkunç bir buhranın sancıları içinde kıvranmaktadır

20 February 2015 01:27 Kategori Yazarlar


Abdulvahap Filiz
abdulvahap_f@hotmail.com

Çağımıza atom çağı, füze çağı ve modern çağ demek yerine bunalımlar çağı demek daha yerinde olur. Çağımız insanı, cemiyetin bütün kesimlerini bir ahtapot gibi saran korkunç bir buhranın kıskacında kıvranmaktadır. Huzur, mutluluk, saadet gibi terimler modern insanın lügatinden adeta silinmiş gibidir.


Üretimi hızlandıran dev yapılı makinalar, her an insan neslini tedirgin eden korkunç silahlar, gökleri delercesine uzanan devasa binalar, ışık hızıyla yarışan uçaklar, tek kelimeyle modern teknolojinin ortaya koyduğu imkanlar, artık insanoğluna mutluluk vermiyor. Maddenin kuduran, kudurdukça azgınlaşan amansız dalgaları altında ezilen insanoğlunun ruhu, büyük bir tehlike ile yüz yüzedir. Ya dar madde kalıplarını yırtıp var olduğunu ispatlayacak veya bir mengeneden farksız kabuğunun ağırlığı altında yok olup gidecektir.


Bütün mesele olmak veya olmamak noktası üzerinde düğümlenmektedir. Bir başka deyişle bu, insanoğlunun madde ile hesaplaşmasıdır. Fertte başlayan madde-ruh çekişmesi, adım adım cemiyete doğru ilerlemektedir. Cemiyetin de insan bünyesi gibi bir bünyeye sahip olduğu sosyologlarca ifade edilen bir gerçektir. İnsanlığın her geçen gün biraz daha uçuruma yaklaştığını gören çağdaş sosyologlar, psikologlar, sosyal psikologlar gecelerini gündüzlerine katarak insanlığı kurtarmanın yollarını aramaktadırlar.


İnsanlığa bir mutluluk reçetesi yazmanın gayreti içerisindeler. Gerçekleri yakından görebilenler, psikolojik ve sosyal realitelere eğilebilenler, tek kelimeyle insanlığın ruhundaki çöküntüyü duyabilenler, feryat ediyorlar. Gazetelerde, dergilerde, radyo ve televizyonda, kitaplarda ve çeşitli yayın organlarında bu gerçeği açıkça dile getiriyorlar. Bütün otoriteler bir noktada birleşiyorlar : "Çağımız insanı korkunç bir buhranın sancıları içinde kıvranmaktadır."


Konulan teşhis doğrudur. Fakat önemli olan çözüm yoludur, tedavidir. Her şeyden önce problemin temelinde inmek gerekir. İnsan nedir, nasıl bir varlıktır, insan organizması nasıl çalışır, insanla hayvan arasında fizyolojik ayrılıkların dışında bir farklılık var mıdır , gibi temel sorulara cevap bulmak gerekir. Bu sorulara köklü, doyurucu cevaplar verilmedikçe, yapılan çalışmalar düğüme yeni bir düğüm atmaktan, daha doğrusu, problemi içinden çıkılmaz hale getirmekten başka bir işe yaramayacaktır.


İnsan denen organizma, diğer organizmalar içinde karmaşık, girift ve kompleks bir varlık olarak göze çarpar. İnsanoğlu, kabaca psikolojik ve fizyolojik olarak ayırabileceğimiz iki bünyeden oluşmaktadır. Ruh-beden de diyebiliriz. O halde insanın mutlu ve mes'ut olması, bu iki bünyenin dengeli bir şekilde ele alınmasına bağlıdır. İnsanın yapısına saygı göstermeyen veya sadece bir yönünü görebilen sistem ve doktrinler insana ıstıraptan başka bir şey veremezler. İşte çağımız insanının geçirmekte olduğu buhranların, sancıların, krizlerin temelinde bu çarpık teşhis ve anlayış yatmaktadır.


Çağımızda insanoğlu, insan realitesini bir bütün halinde göremeyen veya görme gücünden yoksun olan kapitalizm, komünizm ve sosyalizm gibi kokuşmuş sistemlerin ağırlığı altında ezilmektedir. Çağımız insanı, kendine saygı duyan, insanlığına hürmet eden, yaratılış hikmetlerinin sırrına eren, realiteleri bir bütün olarak gören, cihanşümul bir nizama muhtaçtır.


Bu nizam da İSLAM'dır. XXI. asır insanı, bu eşsiz nizamın özlemiyle yaşamaktadır.


Son Guncelleme: 20 Subat 2015 01:27
  • Ziyaret: 6061
  • (Suanki Oy 4.5/5 Yildiz) Toplam Oy: 2
  • 1 0
  • Share on Twitter Share on facebook

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Af Medya’ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece “http://www.ellekhaber.com” tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.


Yazarın Diğer Yazıları



İshak Yeşildemir'i ne kadar tanıyoruz?
Rahata tapan Müslümanlar (2)
Rahata tapan Müslümanlar (1)
Sakın Allah'ı Unutanlar Gibi Olmayınız!
Yıllar sonra, güzel geçen bir bayram ziyareti...
Ellek Paraya bakıyor, çocuklarının içtiği Bira ve Rakıya değil…
Bu yazıyı okuma kardeşim!..
Ellek de Dernek Hayâli…
Ellek'de Ahlaki Yozlaşma Gördüm!..
Geçen Hafta Ellek de idim
Dünya sevgisi ve Ölüm Korkusu
Kurban olam ne olur anlat bana, sizin oralarda bayramlar nasıl geçiyor?
Yazacak Çok Şeyler var, Daha Yeni Başlıyoruz…
Terör Nasıl Biter !
Sorumluluk almaktan kaçan, gayesiz insanlar…
Sizdeki Gençlik Kesinlikle Yok olacaktır
Neden Afganistan ?
Müslümanları İslam'dan Uzaklaştırmak!!!
Misyonerler ve Müslümanlar!
Mısır'a Yolculuk-4