Adaylar Meydanlara İnmeye Başladılar…

Hacı Murat Ellek
hacimuratellek@hotmail.com

Adaylar meydanlara inmeye başladılar. "Ak koyun, kara koyun” ortaya çıkmaya da başladı. Dün hiç sesi çıkmayanlar, bu gün memleket sevdalısı olarak geliyorlar. Herkes yapacağı hizmetleri saymakla bitiremiyor. Ben gelirsem; "şöyle, şöyle olacak.” Diğeri, ben gelirsem; "Şunu şunu yapacağım.” Herkes, bir vaat’le seçmenin karşısında kendilerini ispat etmeye çalışıyorlar.

Yalnız, adayların artık bilmediği bazı konular var, hâla statüsünü değiştirmeyen adaylar, konuşma üslubunu ve eski demode olmuş kalıp konuşmaları, anlayan ve hitap ettiği kitle şu an, en az elli beş yaşın üzerinde, hatta atmış ve seksen arasında. Artık, Mevlana’nın dediği gibi; "Yeni şeyler, söyleme zamanı geldi.” Yani, kendisini yenilemeyenler veya güncellemeyenler, tarihin gerisin de kalmaya mahkumlardır. Az buçuk var olan, varsa da, onlar da zamanlarını doldurma aşamasındadır.

Bir önce ki, köşe yazımda ele aldığım; "Milletvekillerine dikkat” başlıklı yazımın, okuyucular tarafından takdir kazanp beğendiklerini aldığım mesaj ve telefonlardan anladım. O yazımın ana fikri hattı zatında, "işsizliği”irdelemiştim. Sanırım bazı adaylarında onu okuyarak, dillendirdiklerini görmek gerçekten sevindirici bir şey. Yakın zamanda yapılan bir ankette de, bölgemizde, Osmaniye de "işsizlik” yüzde kırk’a varan bir orantı ile ilk sıralarda. Bu da şunu gösteriyor ki, acil ve ivedi olarak bölgeye iş yerlerinin açılmasıdır. Kim, ne yapabilir bölge insanının işsizliğine çözüm olarak?

Oy kitlesi, ya da hitap kitlesi olarak bizler, yani Osmaniye vatandaşları olarak, adaylardan özellikle, nasıl bir iş imkanı sunacaklarına dair projelerini sunmalarını istemeliyiz. Şayet, o adayın bir projesi varsa sunacaktır, oy verecek kitleye, şayet umurundaysa… Yok, böyle bir proje sahipleri değilse, zaten kendilerine de faydaları yok demektir. Kendisine faydası olmayan, millete nasıl faydalı olacak, siz oturun bunu bir düşünün bence… "Planı olmayan, başkasının planına mahkumdur.”

Ayrıca, yol yapmak mış, okul yapmak mış, su getirmek miş, sorunları çözecek miş, miş..miş… Ve ben, bu zamana kadar hep bu aynı vaatleri dinleyerek geldim. Ama çok şükür, şu anda bu nesil, yeni yetişen gençler, artık hesap soruyorlar. Projeni getir, mal varlığını açıkla… Bu zaman kadar ne yaptın da, sen adaylık için kendini bu sahaya attın demeye başladılar, haklı olarak…

Bakın, tekrar söylüyorum. Bir memleket nasıl kalkınır? Sorusuna verilecek cevap; yol yapmak ya da okul yapmak değil. İş yeri açmaktır doğru cevap.Şayet vatandaşımızın cebinde az da olsa bir para girse, evin de olsa… Evin de eşinin yanın da, sabah kalkıp memleketinde ki, işine gitmesi, o insana huzur ve mutluluk verecektir. Başarı ondan sonra gelecektir. Bölgemizdeki insanların çoğu dışarıda çalışmaktadır. İş yeri olmadığından dolayı herkes başka yerlerde, başka illerde ve hatta yurt dışında dahi olanlar var.

Bir yerde iş yeri varsa, cebimizde de para var demektir. Cebimizde para varsa, oraya okulumuzu da kendimiz yapabiliriz. İş yerine giderken, yol problemi varsa çalışanlar olarak para toplar yine kendimiz, o yolu yapmaz mıyız? Yaparız. Eee… O halde… Hala okul yapılacak, hala yol yapılacak. Yapılıyor, sökülüyor yollar bıktı, kaldırımlar bıktı… Biz hala aynı sesleri duyuyoruz… Bunların hepsi göz boyamadan başka bir şey değildir… Bürokratlar bu memlekete hiç bir zaman yarar getirmediler. Masa başında olanlar, hayatı pek anlamazlar. İş adamı kökenli olanlar ancak memlekete faydalı olacaktır. Çünkü hayatın içinden geliyor. Buralar büyük şehirler gibi değil, kırsaldaki insan, masanın başındaki gibi değil, kırsalda gezen daha iyi bilir. Yatırımlar, imkansızlıklar içerisinde nasıl oluşturulur… Onlar bu pratik ve hızlı düşünüp, proje üreten, zekalara sahip olmaları, başarıyı getirecektir… Yoksa… Yanlış tercih olan, bürokrasi… Tarihin tekerrür etmesini sağlayacaktır…