- Nurettin Mart'tan Belediye Başkanına Çağrı
- Kış Kapıda; Yalnız Bırakma
- Ellek Millet Bahçesi Otağı Ziyaretçilerini Bekliyor
- Ellek Belediye Başkanı Abbas Yeşildemir, hizmetlerine ara vermeden devam ediyor
- Osmaniye valisi Dr. Erdinç Yılmaz, Mahalle Muhtarları ile bir araya geldi
- Düziçi Belediye Başkanından Karne Şenliği
- Düziçi Kaymakamı Turgay İlhan, Düziçi ilçesine bağlı Köylere ziyarette bulundu
- Namaz ve Kerahat vakitleri
- Düziçi Belediyesi eski köprüyü yeniledi
Farz, Vacip, Sünnet,Müstehap
Hacı Ayşe Filiz
abdulvahapfiliz1@gmail.com
Ve dahi ahkâm-ı şer’iyye sekizdir: Farz, vacip, sünnet, müstehap, mubah, haram, mekruh, müfsit.
Farz oldur ki onu Allahu azimü’ş-şan buyurmuş ola, buyurduğu "şüphesiz delil” ile belli olmuş ola; iman, Kur’an, abdest almak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, cünüplükten gusül etmek gibi.
Farz dahi üç nevidir: Farz-ı dâim, farz-ı muvakkat, farz-ı ale’l -kifaye. Farz-ı dâim "Amentü billahi ilâ ahırihi” bilip ve inanıp daim ittikat etmeye derler. Farz-ı muvakkat amelin vakti geldikte işlediğimiz farz olan amellere derler. Farz ale’l-kifaye onu elli adamdan yahut yüz adamdan birisi işlese sairlerinden sakıt olur; selâm almak ve selâm vermek gibi, cenaze namazı kılmak ve cenazeyi gasl etmek (yıkamak) gibi, sarf ve nahiv (Arapça dilbilgisi) okumak ve hafız olmak ve ilm-i vücûh (Kur’an’ın değişik okuma şekilerini veren ilim) öğrenmek gibi.
Ve dahi bir farz içinde beş farz, vardır: Bu farzın ilmi farz, ameli farz, miktarı farz, itikadı farz, ihlası farz, inkârı küfürdür.
Vacip oldur ki onu Allahu azimü’ş-şan buyurmuş ola, buyurduğu "şüpheli delil” ile belli olmuş ola. Vacip olduğuna inanmayan kâfir olmaz lakin işlemeyen Cehennem azabına layık olur. Meselâ salat-ı vitirde (vitir namazında) Kunut duası okumak ve hacılar (kurban) bayramında kurban kesmek ve Ramazan-ı şerif bayramında fitre vermek gibi.
Ve dahi bir vacip içinde dört vacip bir farz vardır: İlmi vacip, ameli vacip, miktarı vacip, itikadı vacip, ihlası vacip, riyası haram.
Ve dahi sünnet; onu Resûlüllah sallallâhu aheyhi ve sellem hazretleri bir kere (ve)ya iki kere terk etmiş ola. Terk edene azap olmaz lakin itaba ve şefaattan mahrum olmağa layık olur. Meselâ misvak istimal etmek ve ezan ve ikamet ve cemaatla namaz kılmak ve evlendiği gece taam (yemek) yedirmek ve çocuğunu sünnet etmek gibi.
Sünnet dahi üç nevidir: Sünnet-i müekkede, sünnet-i gayrı müekkede, sünnet-i ale’l-kifaye. Sünnet-i müekkede olan sabah namazının evvel sünneti ve akşam namazının ve yatsı namazının son sünnetleri ve öğle namazının evvel ve son sünnetleri gibi. Bunlar sünnet-i müekkededir, asla terk olunmaz. Sünnet-i gayrı müekkede olan ikindi ve yatsı namazının evvel sünnetleri. Bunlar bazan terk olunursa bir şey lazım gelmez ama her zaman terk olunur ise itaba ve şefaattan mahrum olmağa sebep olur. Sünnet-i ale’l-kifaye beş, on adamdan birisi işlerse sairlerinden sakıt olur; selâm vermek ve itikâfa{İtikâf: Ramazanın son on gününde mescidin veya evin bir köşesine çekilerek dünya işlerinden uzaklaşmak, yeme içme, konuşma ve uykuyu en aza indirerek ibadetle meşgul olmak.} girmek ve meşru olan işlerinin evvelinde "besmele-i şerife” demek gibi.
Eğer taam (yemek) evvelinde besmele-i şerife demezse üç zararı vardır:
1. Şeytan beraber eki eder (yer),
2. Yediği taam bedenine maraz (hastalık) olur,
3. Yediği taamda bereket olmaz. Eğer besmele der ise üç faidesi vardır:
1. Şeytan beraber eki etmez,
2. Yediği taam bedenine şifa olur,
3. Taamda bereket olur.
Ve dahi müstehap; onu Resûlüllah sallallâhu aleyhi ve sellem ömründe bir kere yahut iki kere işlemiş ola. İşlemeyene azap da ve itab da olmaz, şefaattan mahrum kalmak da olmaz lakin işleyene sevap çoktur demişler. Nafile namaz kılmak ve nafile oruç tutmak ve nafile sadaka vermek gibi.
Müstehap dahi üç nevidir: Müstehap, âdap, mendup. Bu üçünün de sevabı birdir lakin bazılar(ı) bazından ziyadedir demiş.
Ve dahi mubah oldur ki onun ne işlemesinde sevap var ve ne terkinde azap var; yürümek ve oturmak ve ev almak ve helalinden türlü taam yemek ve helalden türlü libas giymek gibi.
Ve dahi haram olur ki onu Allahu azimü’ş-şan hazretleri nehy etmiş ola yani kullarına işleme(yi)n demiş ola.
Haram dahi iki nevidir: Biri haram lî-aynihi ve biri haram li-gayrihi. Evvelki adam öldürmek ve zina ve livata etmek ve hamr(şarap) içmek ve hınzır(domuz) eti yemek gibi. Bir adam bunları işler iken besmele-i şerif dese yahut helaldir dese kâfir olur, ama bunları dememiş olsa kâfir olmaz ama Cehennem azabına layık olur. Ve eğer(musir olup tevbesiz ölürse imansız gitmeye sebep olur, (haram li-aynihinin haramlığına) inanmayan kâfir olur. Haram li-gayrihi olan; bir adam bir adamın bağına girip sahibinin izni yok iken meyvesini koparıp yemiş ve eşyasını ve akçesini çalıp harcamış. Ol adam besmele dese yahut helaldir dese kâfir olmaz. Ol adamın (mal sahibinin) hakkıdır, alır. Bir adamda altı buçuk arpa ağın hakkı olsa yarın yevm-i kıyamette cemaat ile kılınmış yedi yüz rekât kabul olmuş namazın sevabını Hazreti Mevlâ alıverse gerektir.{Haram li-aynihide haram olan şeyin bizzat kendisi haramdır, haram Ii-gayrihide ise şeyin bizzat kendisi helaldir ama elde ediliş ve kullanılış tarzı haramdır; çalıntı meyve örneğinde olduğu gibi. Onu haram kılan meyve oluşu değil çalıntı oluşudur}
Ve dahi mekruh, kişinin işlediği amelin sevabını gideren şeye derler. Mekruh dahi iki nevidir: Biri kerahet-i tahrimiye ve biri kerahet-i tenzihiye. Kerahet-i tahrimiye vacibin terkidir, harama karib (yakın)dir; kerahet-i tenzihiye sünnetin terkidir, helale karibdir. Kerahet-i tahrimiye işleyen eğer kast ile işlerse âsi ve günahkâr olur, Cehennem azabına layık olur ve namazda ise ol namazın cebren li’n-noksan (eksiği tamamlamak ve gidermek için) iadesi vacip olur; eğer sehiv (yanılma) ile işlerse secde-i sehiv ile sakıt olur. Kerahet-i tenzihiye işleyene azap olmaz lakin itaba ve şefaattan mahrum kalmağa müstahak olur, -eğer musir olur ise-; at eti ve kedi ve fare artığı yemek gibi.
Ve dahi müfsit, kişinin işlediği amelleri temelinden giderene derler; imanı ve nikâhı ve haccı ve zakâtı ve bey’i ve şirayı (alım ve satımı) bozan gibi.
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Af Medya’ya aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece “http://www.ellekhaber.com” tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.